EVLİLİKTE PSİKOTERAPİNİN ROLÜ NEDİR?
"Benimle evlenir misin?" diye sorar erkek, “Evet.” diye cevap verir kadın. Herşey işte böyle başlar. Hayaller kurulur, planlar yapılır. Aşk bir ateş, evlilik ise devamlı yanan hiç sönmeyen bir ateştir, eğer doğru yatırımlarla beslenebilirse…
Evliliğin hayallerle başladığı ancak sonrasında yavaş yavaş monotonlaşabildiği bir kurum olduğu görüşünden hareket ettiğimizde birkaç noktayı belirtmekte fayda olacaktır. Öncelikle kadın ve erkeklerin cinsiyet farklarından ortaya çıkabilecek olan farklılıklarının evlilikten beklentilerine ve hayallerine etki edeceği akla gelmelidir. Kadın ve erkekler cinsiyet farkları olarak birçok alanda farklılaşabilirler. Öncelikle fiziksel farklılıklarla başlayan bu durum, psikolojik farklılıklarla devam etmektedir. Olayları algılama farklılıkları, alışveriş tarzları, karar verme süreçleri, zihinsel uyanıklık, konuşma ve hareket becerileri, stresle başa çıkabilme kabiliyetleri ve cinsellikle ilgili zihin süreçlerinin birbirinden oldukça farklı olduğunu; hepimiz kişisel deneyimlerimizden fark edebiliriz. Hemen hepimiz yukarıda saydığımız birçok durumdan bazılarının kişisel yaşantımızda deneyimlemişizdir.
Kadın ve erkeklerin birbirinden fiziksel ve psikolojik yönden farklılıkları ilişkide birçok durumu etkileyebilir. Bu farklılıkların bilincinde olmak, eşlerin birbirlerini daha iyi tanımaları, algılamaları ve ilişkilerinde daha uyumlu olmalarına katkı saylayacaktır.
Evlilikte diğer bir unsur bağlılıktır. Bağlılık, bir evliliğin sağlam temeller üzerinde oluşturulması ve süreklilik kazanması için gerekli koşullar arasında en önemlilerinden biridir. Eski çağlardan beri evlilikte varolan bağlılık, eşler arasındaki uzun süren birlikteliğe, hayatta kalma ve güvende olma hissine yardımcı olmaktadır. Modern evliliklerde, eşler kendi yuvalarını oluştururlar ve tamamen bağımsızdırlar. Kararlarını kendileri verir, hayatlarını kendileri yönlendirirler. Bağımsız bir yuva kuran eşler, birbirlerine sağlam bir şekilde bağlıysa, sevgi, saygı çerçevesinde evliliklerini mutlu şekilde sürdürebilirler. Ancak geleneksel değerlerini evlilik kurumunda sürdüren aynı zamanda da modern yaşamın gereklerini uygulamaya çalışan bireyler evlilikte bu durumun karmaşasını yaşamaktadır.
Evlilik kurumunun devamlılığına etki eden bir diğer önemli nokta eşler arasındaki iş bölümüdür. Eşlerin birbirlerinden iş bölümü konusundaki beklentileri farklılaştığında bu durumda eşler arasında çatışmaya neden olabilmektedir.
Eşlerin kendi kişilik özellikleri de evlilik kurumunun işleyişini etkilenmektedir. Bireylerin kendi kişilik yapıları daha önce bahsettiğimiz olayları algılama, olayları yorumlama, karar verme süreci, diğerleri hakkındaki görüşleri açısından farklılıklar gösterebilir. Bu farklılıklar; eşlerin aile işleyişi, ebeveynler ile ilişkiler, misafir kabul etme ve misafirliğe gitme, çocuklar hakkında kararlar gibi birçok konuda farklı düşünmelerine neden olmaktadır. Dolayısıyla esneme yeteneği de gösterilemezse çatışmalar ortaya çıkabilmektedir.
Evlilikte birçok sorunun çeşitli nedenlerle ortaya geldiğini görmekteyiz. Burada bizler için önemli bir soru aklımıza gelmektedir. Evlilikteki çatışma sürecinde bireysel psikoterapi, aile ve çift terapisi gibi psikoterapi yöntemleri ne derece etkili olabilmektedir?
Psikoterapi her ne amaçla olursa olsun evlilik hayatına direk ve ya dolaylı yoldan olumlu etki edebilmektedir. İnsanın kendisine yaptığı en büyük yatırım olarak değerlendirilebilecek içgörü, farkındalık kazanma ve kendini gerçekleştirebilme sürecinde psikoterapinin önemli bir yer tuttuğu yadsınamaz bir gerçektir.
Aile ve çift terapisi 1960’lı yıllardan bu yana oldukça gelişim göstermekle birlikte araştırmalarla geliştirilen önemli bir yöntem Gottman Çift Terapisi yöntemidir. Çift terapisinde Gottman Yöntemi, John Gottman’ın 1970’de başlayan ve bugüne kadar devam eden bilimsel araştırmalarına dayanmaktadır. Bu araştırmalar, dünyada çiftlerle yapılan ilk ve en kapsamlı araştırmalar olma özelliği taşımaktadır. 35 yıldır devam eden araştırmalara dayanan ve çift terapisinin duayenleri John ve Julie Gottman tarafından geliştirilmiş olan Gottman Yöntemi, çiftler ve ilişkiler konusunda dünyada etkinliği ve geçerliliği kanıtlanmış en kapsamlı terapi yöntemidir.
Bu yöntem çiftlere ilişkideki arkadaşlığı ve yakınlığı derinleştirmede gerekli olan özgün becerileri öğretmeye yardım etmek için oluşturulmuştur. Çatışmaların üretken biçimde yönetilmesini sağlamak için, “çözülebilir sorunları” ele almak ve “çıkmaza girmiş” (veya daimi) konular hakkında diyalog oluşturmak için yöntemler sunmaktadır.
Gottman Çift Terapisi duyguya, çiftin seansa getirdiği duygulara, işlevsiz negatif etkileşim kalıplarına (gerginlik ve ya duygusal ilgisizlik gibi) ve çatışma tartışmalarını daha kullanışlı, yapıcı ve düzenlenmiş hale getirmeyi hedeflemektedir. İlişkideki emniyet, güven-bağ kurma, sevgi, samimiyet, arkadaşlık ve pozitif duygulanımın artırılmasını hedeflemektedir. Çiftlerin ilişkileri hakkında nasıl düşündükleri ve duyguları hakkında nasıl hissettiklerine odaklanmaktadır. Aynı zamanda sistematik bir çift terapisi modelidir. Görüldüğü gibi çift terapisinde duyguya, ilişkideki çatışmayı yönetmek için beceri oluşturmaya, çiftler arasındaki arkadaşlığı geliştirmek için yeni beceriler geliştirmeye ve çiftlerin birlikte paylaştıkları ortak anlamlar üretmeye dayanmaktadır.
İlişkilerinde çatışma yaşamaya başlayan çiftlerden bazıları sorunlarının çözümsüz olduğuna inanmakta ve çözüm için çaba sarfetmeden ilişkilerini mutsuzlukla sürdürürken, diğer bazı çiftler ise çözüm yolu araştırmadan ilişkiyi sonlandırmaktadır.
Araştırmaları her geçen gün devam eden çift terapisi ilişkilerdeki sorunların çözümü konusunda oldukça büyük katkı yapabilmektedir. İlişkilerin ömürlük bir yolculuğa dönüşmesi için sağlıklı iletişim ve paylaşımın kurulduğu, duygu ve mantık dengesinin sağlanabildiği bir ilişki yaşamak mümkündür.
Mutlu ilişkilerin sırlarını öğrenmek ve uygulamak sanıldığı kadar imkansız değildir.
Sağlıklı ve mutlu günler dileğimle…
Uzm. Psikolog Naciye TOKAÇ
Psikoterapist/Çift Terapisti/EMDR Practitioner
Psikoterapist/Çift Terapisti/EMDR Practitioner