ERGENLİK
PSİKOLOJİSİ VE ERGENLE ETKİLİ İLETİŞİM KURABİLMEK
Anne
karnı ve bebeklik dönemlerini hesaba katmadığımızda insan hayatındaki en hızlı
ve beklide en önemli değişimlerin yaşandığı dönem ergenlik dönemidir. Somuttan
soyuta, bireyselden evrensele, tekillikten çoğulluğa yönelen ergen yeni
tanıştığı kavramların ve duyguların da etkisiyle, toplumun en dinamik
unsurlarından olur.
Ergenlik
kendi sınırlarını test etme zamanıdır, sınırların keşfi ergenliğin sonunun
yaklaştığının habercisidir.
Ergenlik aynı zamanda;
Kimlik
kazanma; Birey olarak kim olduğunu keşfetme
Özerklik
geliştirme; Sağlıklı bir bağımsızlık duygusu oluşturma
Sosyal
yakınlıklar geliştirme; Başkalarıyla yakın ve özen gösteren ilişkiler kurma
Cinsel
gelişim; Cinsel duyguları ifade etme ve başkalarıyla fiziksel temastan keyif
alma
Özgüven
geliştirme; Toplumda başarılı ve yetkin bir üye olmadır.
Ergenliğin Başlangıcı; kızlarda
ilk adet kanaması, erkelerde ejakülasyon ile olmaktadır.
Ergenlik dönemi özellikleri;
Sabırsızdırlar.
Kararları
çabuk değişir.
Özgürlüklerine
düşkündürler.
Arkadaşlarına
çok önem verirler.
Kişiliklerine
ve kararlarına saygı isterler.
Çelişkileri
vardır.
Anne
babaları ile kavga edebilirler.
Kendilerine
hiçbirşey olmayacağına inanırlar.
Sınır
koymayı bilmezler.
Sorumluluklarını
başkalarına yüklemeye eğilimlidirler.
Ergenlik genlikle sağlıklı bir süreç olmakla birlikte klinik düzeyde sorun görülme oranı yaklaşık % 20’dir. Bazı psikiyatrik hastalıkların ilk başlangıçları genellikle ergenlikte yaşanır (örn. Manik depresif bozukluk, depresyon, şizofreni, yeme bozuklukları, madde kötüye kullanımı…).
Ergenlik öncesinde dikkat, duygudurum, dürtü kontrolü çeşitli bilişsel işlevler alanlarında sorunlar yaşayan bireyler, ergenlik sürecinde daha belirgin psikososyal risk altındadırlar. Aile içi ilişkilerde belirgin dalgalanmalar ve değişim yaşayan (örn. Boşanma, ebeveyn kaybı, vs.) ergenlerde risk altındadır.
· Genç ergen anne babasıyla daha çok
çatışır. Otoriteye daha çok karşı gelebilir. Sınırları test eder.
· Kimlik ve ait olma konuları konuları
gündeme gelir.
· Zaman algısında değişiklik olur.
· Kendini daha çok sıkışmış hissedebilir,
beklemekte güçlük çekebilir.
· Ebeveynleri gözünden düşmeye başlar.
Eskiden zaman zaman neredeyse mükemmel olarak gördüğü anne babasının aslında
“hiçde o kadar iyi” olmadığını düşünmeye başlar.
· Ara sıra kendinden beklenmeyen çocuksu
davranışlar gösterir.
· Anne babasından çok arkadaşlarıyla zaman
geçirmeyi tercih eder.
· Odasında yalnız kalmayı, müzik dinlemeyi
daha çok sevmeye başlar.
· Cinsel fanteziler, düşler ortaya çıkar.
Erken ergenlik döneminin son bölümüne doğru cinsel dürtüler çok güçlenebilir.
Bazen gününü cinsel fantezileriyle geçirebilir.
· Mastürbasyon yapmaya başlanır.
· Öfkeli ve alıngan olabilir.
· Bağımsızlık uğraşları başlar.
· Tutarsız ve dengesiz düşünce duygulanım
ve fikirler görülür.
· Ergenliğin sonlarına doğru; kimlik ve
dünya görüşü iç tutarlılık kazanır.
· Evlenme, iş sahibi olma ile
ilgilidüşünceler yoğunlaşır.
Bu dönemde anne babadan geri çekilen duygusal yönelimin karşı cinse yönelmesinin sağlıklı olabilmesi için, çocukluk döneminde kendi hemcinsinden ebeveynle uygun ve sağlıklı özdeşimin kurulmuş olması gerekir.
Ergenlikte fiziksel değişiklikler;
Eşey
hormonları baskınlaşır (erkelerde testosteron, kızlarda östrojen)
Ergenlikte sosyal gelişimler;
Özerklik
gelişimi; otonomiyi hem kendine, hem başkalarına kanıtlama çabası olur.
Özgüven
ve kendilik değeri; özgüveni ve kendilik değeri yüksek kişiler eleştiriye ve
kısıtlamaya daha sakin, yapıcı ve olumlu yaklaşır. Sevgili ergen;
· Kendindeki olumlu yönlere odaklan ve
onları daha da geliştir
· Mükemmeli değil iyiyi hedefle
· Hataları ve başarısızlıkları bir öğrenme
fırsatı olarak gör
· Yeni ilgi alanları edin
· Değiştirebileceklerin ile
değiştiremeyeceklerini birbirinden ayır
· Hayatın tadını çıkarmayı unutma
· Sorunları olan birilerine destek ol
Ergenlikte nörobiyolojik ve bilişsel değişimler;
Psikoterapide
amaçlardan biri, beynin yürütücü işlevlerinin geliştirilmesidir.
Karar
verme sürecinin gelişimi için amaç ve hedefler önemlidir.
Uykuyla
ilgili değişimler görülür. Gün içi uyku isteğinin artması görülür.
Ergenlikte ahlak ve din gelişimi;
İyi
kötü, doğru yanlış sorgulamaları, dini inançları sorgulama görülür.
Ergenlikte duygusal gelişim;
Duyguların
farkına varabilme, onları kontrol etme becerisi kazanma önemlidir.
Çocukluk
dönemi duyguları ergenliği, ergenlik dönemi duyguları da erişkinliği etkiler.
ERGENLİK VE BEDEN
Özerklik
kazanmada sorunlar yaşayan bireyin elinde sadece bedeni kalır ve marjinal
değişiklikler yapılabilir (Dövme, saç kazıtma) ! amaç, ebeveynlerin dikkatini
çekmektir.
Davranış sorunları, kişilik ve kimlik gelişimi sorunları ve madde kullanımı olan bireylerde kendini kesme riski yüksektir.
Gençlerin ihtiyacı olan kişi; onlara gerçekten değer veren, onlarla çatışmaktansa onları anlamaya çalışan, sabırlı ve tatlı sert, tutarlı davranan, kendi davranışlarıyla da onlara örnek olabilecek kişidir.
ERGENLİK VE CİNSELLİK
Hormonlar
değişir ve üreme yeteneği başlar.
Cinsel eylemlerin olmaması anormal bir durumdur.
Cinsel gelişimle ilgili zorluklar;
Bedenin
çekici olup olmadığı ile ilgili inançlar tartışılmaya başlar.
Cinsel
dürtü ve duygulanımın normal bir durum olduğunu bilmelidir.
Cinsel
eylemleri deneme konusunda özerk olduğunu, kararlarını kendisi verebileceğini
bilmelidir. Ancak sağlıklı cinsel gelişim ve güvenli yöntemleri bilmelidir ki;
cinsellik taşkın yaşandığı dönemde riskli davranışlara girmesin.
ERGENLİK VE AKRANLAR
Kendisine
yol ve yöntem aradığı için dışarıya daha dönük olan ve böylelikle günceli,
modayı, trendi daha iyi takip eden, yeniliklere ve denemeye daha açık olan
akran grubu daha cazip gelecektir.
ERGENLİK VE AİLE
Ergenin
gelişim taleplerini karşılamayan hatta engelleyen bazı olumsuz geribildirimler
değişim enerjisine belirli bir süre karşı koysa da zaman içinde değişim dinamiği
başka yollarla enerjisini boşaltmaya çalışır.
Çocuğunuz
ne arkadaşınız ne de ihmal edebileceğiniz birisidir.
ERGENLİK VE BOŞANMA
Boşanmış
anne babaya sahip olmak yada boşanmış bir ailenin üyesi olmak tek başına
zararlı değildir. Önemli olan; aile üyelerinin arasındaki ilişkiler ve aile
hayatının kalitesidir.
Çocuklarla
konuşurken ebeveynler eşleriyle aralarındaki sorunlardan ve ayrılma kararından
çocukların hiçbirşekilde sorumlu olmadıklarını açıkça belirtmelidir.
Çocuklarınızla
eşinizle ilgili konuşurken; kesinlikle eşinizi kötülemeyin ve kimseyi
suçlamayın. Unutmayınki boşansanız dahi çocuğunuzun hayatı boyunca hem annesine
hem de babasına ihtiyacı olacaktır. Çocuğunuzdan bunlardan birini silip
atmasını beklemeyin.
ÇOCUĞUNUZLA ETKİLİ İLETİŞİM KURMAK İÇİN;
· Onun ihtiyaçları ile ilgilendiğinizi,
yardımcı olacağınızı bilmesini sağlayın
· Göz göze iletişim kurmaya özen gösterin
· Size bir şey söylerken; sıcak bir
ifadeyle düşünerek yanıt verin
· Ondan izin almadan sırlarını kimseye
söylemeyin
· Onu küçük düşürecek şekilde
eleştirmemeye dikkat edin
· Ona kızdığınızda sinirleriniz
yatışıncaya kadar ceza vermeyin ya da suçlayıcı sözler söylememeye çalışın
· Kendi duygularınızın ve hoşgörünüzün
farkında olmaya çalışın
· Onu dinlerken sözünü kesmemeye çalışın,
sözlerini tamamlamayın
· “Neden?” sorusu yerine daha çok “ne?”
sorusunu söyleyin
· Onun bir sırrını öğrendiyseniz
bilmezlikten gelerek onun yalan söylemesine ve ilişkinizin zedelenmesine yol
açmayın
· Onunla konuşurken; büyüklerle
konuştuğunuz ses tonu ve sözleri tercih edin
· Ne yaparsa yapsın onu sevdiğinizi ve
kabul ettiğinizi bilsin
· Tutarlı olun
· Örnek olun
· Herhangi bir konuda çatışma yaşamadan
önce çözüm üretmenin yolarlını arayın
· Onuda ilgilendiren konularda onunda
fikrini alın
· Ailenizin günlük rutinleri olsu ancak zorlayıcı
olmayın sadece güven duymasını sağlayın
· Gerçekçi ve uygulayabileceği hedefler koyun
· Size itaat etmesini beklemeyin
Uzm. Psikolog Naciye TOKAÇ
Psikoterapist/Çift Terapisti/EMDR Practitioner